MEME KANSERİ BİLİNÇLENDİRME AYI BASIN BÜLTENİ
Ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık görülen ve aynı zamanda en sık ölüme neden olan meme kanseri, meme dokusunda yer alan hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkmaktadır. 4 Şubat 2021’de Dünya Sağlık Teşkilatı, artık meme kanserinin tüm yeni tanı konulan kanserlerin %11.7’si olarak ilk sıraya yükseldiğini duyurmuştur. Her yıl Ekim ayında düzenlenen “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” dünya çapında 2,3 milyon kadını etkileyen hastalığın taranmasını ve önlenmesini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ekim ayında tüm dünyada yürütülen farkındalık ve bilinçlendirme etkinliklerinde “Pembe Kurdele” teması kullanılmaktadır.
Geçmişte ileri evrede teşhis edilen meme kanseri, günümüzde dünyadaki çalışmalara paralel olarak ülkemizde de Bakanlığımızca yürütülen tarama programlarının etkisi ile daha erken evrede teşhis edilebilmekte ve erken tanı oranlarımızda artış sağlanabilmektedir.
Korunma:
Tüm kanserlerde olduğu gibi; sebze ve meyveden zengin, uygun koşullarda hazırlanmış gıdaların tüketimi ile sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yerleştirilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması, sağlıklı kiloda olma, sigara ve alkol kullanımından uzak durma ile meme kanseri riski azaltılabilmektedir. Emzirmenin meme kanserinden koruduğuna dair çok sayıda çalışma bulunduğu için tüm annelerin bebeklerini en az 2 yıl süreyle emzirmeleri önerilmektedir.
Meme kanserinde yaşam şekliyle ilişkili, değiştirilebilir risk faktörleri aşağıdaki gibidir:
· Sedanter/hareketsiz bir yaşam sürmek, fazla kilolu ya da şişman (obez) olmak (özellikle menapozdan sonra 5kg.dan fazla kilo almak), sigara içmek, hiç doğum yapmamış olmak, otuz beş yaşından sonra anne olmak, hiç bebek emzirmemiş olmak, menopoz sonrası iki yıldan uzun süreyle, hormon ilacı kullanmak (HRT), alkol kullanmak.
Meme kanserinde değiştirilemeyecek risk faktörleri ise şunlardır:
Kadın olmak: Kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla meme kanseri görülmektedir. Yaş almak; yaş arttıkça meme kanseri riski artmaktadır (40 yaş ve üzerinde), belirli genlere sahip olmak (BRCA1, BRCA2), ailede meme kanseri öyküsünün olması; birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız çocuk) meme kanseri görülmesi riski iki kat arttırmaktadır. Ancak, meme kanserlerinin yaklaşık %85'inin ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan kadınlardagörüldüğünü belirtmek önemlidir. Bu durum, kalıtsal mutasyonlardan ziyade, yaşlanma süreci ve genel olarak yaşamın bir sonucu olarak meydana gelen genetik mutasyonlar nedeniyle ortaya çıkar. Kişinin bir memesinde kanser olması; bu durum diğer memede ve aynı memenin diğer bölgelerinde kanser görülme riskini arttırmaktadır. Yoğun meme dokusuna sahip olmak, memede bazı iyi huylu oluşumların (fibroadenom gibi) olması, erken adet (menarş) görmeye başlamak (12 yaşından önce), geç menapoza girmek (55 yaşından sonra), göğüs kafesi bölgesine radyoterapi almış olmak.
Meme Kanserinin Belirtileri:
Memelerin normalde nasıl göründüğünü bilmek, meme sağlığının önemli bir parçasıdır. Kadınlar yirmi yaşından başlayarak, her ay düzenli olarak kendi memelerini muayene ettiklerinde, memelerinde oluşabilecek en ufak değişikliği erkenden fark edebileceklerdir.
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesidir. Ayrıca ele gelen yumru (kitle) olsa da olmasa da görülen belirtiler; memede ya da meme ucunda ağrı, meme derisinde kaşıntı ve yanmayla belirgin yangısal durum (ekzema, mayasıl) meme ucunda çekilmeler, memede portakal kabuğu görünümü, meme derisinde tahriş, tek taraflı meme ucunda akıntı özellikle kanlı akıntı, koltuk altında yumru (kitle), memenin bir kısmında veya tümünde şişlik, memede şekil değişikliği, meme ya da meme ucu derisinde kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşmadır. Koltuk altında yumru (kitle), bazen memede yumru hissedilmeden önce, kanser koltuk altında veya köprücük kemiğinin etrafında şişme veya yumruya neden olabilir.
Kendi Kendine Meme Muayenesi (KKMM):
KKMM kadının evinde tek başına rahatlıkla her an uygulayabileceği bir muayene yöntemidir. Kadınlar 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Bu muayene sırasında ayna karşısına geçilerek her iki memenin görüntüsünün simetrik olup olmadığına bakılır. Meme başı ve derisinde çökme veya çekilme, deride kızarıklık ve ödem varlığı incelenir. Bu muayene ile özellikle deriye ve meme başına yakın tümörler kadının kendisi tarafından erken evrede fark edilebilir. Kendini düzenli olarak muayene eden bir kadın, yeni gelişen bir kitleyi, meme derisi veya meme başındaki çekintiyi veya renk değişikliğini, asimetrik görünümü ayırt edebilir. Kanser şüphesi uyandıran kitleler diğer meme dokusundan daha sert yapıda (ceviz sertliğinde), sınırları net ayırt edilemeyen, hareketi kısıtlı ve genellikle ağrısızdırlar. Memesinde bir kitle veya her zamankinden farklı bir görünüm fark eden kadın, hemen doktoruna başvurmalıdır.
Klinik Meme Muayenesi: Her ay düzenli ve sürekli yapılacak KKMM’ye ilave olarak, 40 yaşından itibaren yılda bir kez de doktora meme muayenesi için gitmelidir. Eğer birinci derece yakınlarında meme kanseri tanısı alan kişi varsa, bu muayeneler, kanser tanısı alan akrabanın tanı aldığı yaştan beş yıl öncesinden başlamalıdır.
Uşak Ulusal Kanser Tarama Programı kapsamında, Sağlıklı Hayat Merkezi KETEM Birimi, Eşme İlçe Sağlık Müdürlüğü, Banaz İlçe Sağlık Müdürlüğü ve mobil mamografi aracımız ile 40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimi ile meme kanseri, KETEM ve tüm ilçe toplum sağlığı merkezlerinde 30- 65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV Testi ile rahim ağzı kanseri taraması, tüm aile sağlığı merkezlerinde 50-70 yaş arasında kadın ve erkek nüfusa; kalın bağırsak kanseri taraması gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir şekilde 2 yılda bir ÜCRETSİZ olarak yapılmaktadır. Bu yaş grubundaki kadınlarımız randevu alarak ilgili sağlık kuruluşlarımıza müracaat edebilirler.
Unutmayın… Erken teşhis hayat kurtarır.
Uzm. Dr. Erkan Güvenç
Uşak İl Sağlık Müdürü